23 Şubat 2014 Pazar

PATLICAN REÇELİ

  Çocukluğuma ait bir tatdır patlıcan reçeli.Hiç tadına bakmamış insanlar  önyargılı bir şekilde yaklaşabilir , yalnız tadı sadece çocukluğuma ait anıları canlandırdığı için değil  en azından reçel sevenler için denenebilecek bir tatdır.Iğdır'da annem o güzel bahçemizde büyük tencerelerde envai çeşit reçeller yapardı.Patlıcan reçelini nasıl yaptığına defalarca şahit olmuşumdur.Uğraştırıcı çünkü aşama aşama ilerleyen bir işlem.Kireçli suda bekletildiğini o zamanlardan beri biliyorum.Kireç fikri hala garip geldiği için ben evde yaptığım reçelde kireç kullanmadım.Açıksözlülükle söylemek gerekirse benim yaptığım reçel aslının karikatürü gibi oldu ama tadı yakın en azından :)
   Patlıcan reçeli bostan patlıcanından özellikle küçük olanlarından yapılıyor ,yani çekirdeksiz olması gerekiyor.Ben büyük olanından denedim.
Malzemeler
-1 tane orta boy bostan patlıcanı
-1 yemek kaşığı karbonat
-1 su bardağı şeker
-1 tane kabuk tarçın
-2-3 adet karanfil
-1 yemek kaşığı limon

Patlıcanı soyup yıkadıktan sonra resimdeki gibi suya karbonatın ekleyerek 1-2 saat beklettim.














Aynı suyla 20 dakika kadar kaynatıp süzdüm. Sonra patlıcanı,yarım su bardağı suyu, şekeri, tarçın ve karanfili ekleyerek yarım saat kadar kaynattım,son olarak limon suyunu ekleyerek biraz daha kaynatıktan sonra işim bitmiş oldu....Yalnız tarçını biraz daha küçük tercih edebilirsiniz.






   

17 Şubat 2014 Pazartesi

DUYGUSAL VAMPİRLER

    Yıllar önce okuduğum bir kitaptı,yaşam enerjimizi bitiren, tüm zaaflarımızı kullanarak bize hayatı bir anlamda zehir eden insan tiplerinden bahsediyordu.Özel hayatımızda,iş hayatımızda,sosyal çevremizde bu insan tiplerine sıkça rastlamaktayız.Objektif davranabiliyorsanız ya da öz eleştiri yapabiliyorsanız kendinizi de bulursunuz mutlaka o tipler arasında :) .Evet açıkçası ben de kendimi bulduğum bir insan tipine rastlamıştım o kitapta,buna dayanarak bazı davranışlarımı gözden geçirme ihtiyacı hissetmiştim.Kitaptaki o tiplerden ziyade ben kendi yaşamımı hareket ve davranışlarıyla bazen çekilmez kılan insan tiplerinden bahsetmek istiyorum.....


ORDİNARYÜS PROFESÖRLER-Bu tarz insanlar eğitimlerini almadıkları halde her konu hakkında esaslı bilgi iddia ederler. Mesela yıllarca eğitim alarak diyetisyenlerden değil de O'nlardan destek almak ne kadar doğrudur diye düşünmeden duramazsınız.Bu insanlar hiç eğitim ve kurs almadan (çok Zeki oldukları için) bir gün fotoğrafçı,bir gün ressam,bir gün cildiyeci,bir gün de doktor olarak karşınıza çıkabilir :) Dikkat.....

PSİKOPAT MÜDÜRLER-Bu tarz insana çok az rastladım ama ne yazık ki var. Benim kanımı donduran şekilde hareket eden bulunduğu mevkiye yaslanarak insanlarla şiddetli,mantık dışı,karşısındakinin onurunu , canını yakacak şekilde iletişim kuran insanlar var ne yazık ki.Eski işyerinde böyle bir Müdürümüz vardı.Bir toplantı esnasında bir kaç mesai arkadaşımıza ağzından tükürükler saçarak gereksiz bir konuda bağırıp çağırdı.Sonra o toplantıdan beraber çıktık,bir süre uzaklaştıktan sonra dakikalarca güldü."yüzlerinin halini gördünüz mü? " diye bir şeyler geveledi. Diğer arkadaşlarımızla resmen donup kalmış, ne diyeceğimizi şaşırmıştık.Bu olaya benzer bir çok olaya şahit olmuştum ne yazık ki.

KİBİRLİLER-Bu tarz insanlar burnundan kıl aldırmayan nevalelerdir.Kibirlerinden bazen vicdanları körleşir.Asla özür dilemezler,asla hatalarını kabul etmezler.Mükemmel olduklarını iddia eden bir tavır içindedirler.Evet hareketlerinde hoşgörülü,alçakgönüllü değildirler.Dikkatimi çeken bir özellikleri de kendi sözde mükemmelliklerini başkalarının kusurları,eksikleri üzerinden kurarlar.Mesela "falanca kişi şöyle yapar ama ben asla öyle yapmam " gibi..

SABIT FİKİRLİLER-Benim en çok yorulduğum insan tipidir.Bu tarz insanlara laf anlatmak, uzlaşmak çok zordur.Bu tip insanlar iş ortamında daha da zorlar insanı hele sabit fikirli olan işveren ya da yöneticiyse vay halinize....

 HADSİZLER-Genelde bu tip insanlar aynı zamanda arsızdırlar.İnsan hayatında bir çok konuda karşısındaki insana karşı  sınırını bilmesi gerekir,ahlaki ve etik anlamda genel geçer kurallardır. İşte bu tip insanlar kendilerine aynı şeyi yapsanız kıyameti koparacakken,karşısındaki insana karşı arsızca bu sınırı ihlal eder.

CIMRILER-Charles Dickens'ın Bir Noel Şarkısı isimli kitabındaki huysuz,aksi ve cimri Scrooge gelir aklıma hemen.Bu tarz insanların zararları çoğunlukla kendilerinedir.Bir arkadaşımın işvereni oldukça cimriydi buz gibi kış günlerinde bile doğalgazı asla açmazdı.Kendi de dahil olmak üzere tüm personel kaban ve atkılarla dururdu.Bir gün o adam zatürre oldu.Gülerek itiraf etmiş " doğalgazı açtırmadım cimrilikten daha fazla hastane masrafım oldu"  demiş...Bu tarz insanlar insanı çok fazla rahatsız etmez belki ama cimriliklerini sizin hayatınıza da sirayet etmeye çalıştığı zaman sıkıntı oluyor.Örneğin o arkadaşım da zatürre olabilirdi sonuçta....

İNATÇILAR-Ben bu tarz insanların yannda çok gerilirim.Söylediğinizin,isteğinizin dışında davranmak en büyük adetleridir.Çatışma ilişkilerinin temelini oluşturur.Karşısındaki insanlarla çatışma halinde olduğundan ne istenirse istensin inatla tam tersini yaparlar.Asla eğilmezler, alttan almazlar..

HIRSLILAR- Bazı kişilik yapılarının kararında olması insan hayatında elbette olması gerekir diye düşünüyorum.Hırslı olmak da kararında olduğu sürece insanın hayatını kolaylaştıran bir etkendir.
Ama bu duyguyu yoğun yaşayan insanlar bana itici gelir.Çok basit,eğlenmek adına oynadığınız oyunları bile hayat memat meselesi haline getirip kazanmak için ciddi hırslı hareketler gösteren insanlar ne yazık ki itici tiplerdir.

RÖVANŞ SEVENLER-Bu tarz insanlar da hayatlarında ne yaşarlarsa yaşasınlar karşısındaki insanlardan intikam alma peşindedirler.Hep yaşadıklarının rövanşını almayı severler.Olumsuz bir şey yaşattığınızı zannetmişse (özellikle öyle olduğunu algılamışsa) aynı tarzda hareketi yaparak size ödettirmek peşindedirler.Elbette ilişkiniz olan insanlarla size ne kadar yaklaşmışsa siz de aynı şekilde karşılık verme ihtiyacı hissedersiniz.Mesela düğününüze gelmeyen bir insanın siz de düğününe gitmeyebilirsiniz.Ama O insan sizin düğününüze koşulları gereği gelememişse bunu anlayışla karşılayabilir yine de düğününe gidersiniz.Ama rövanş sevenler bu durumu görmez , koşullar ne ise görmemezlikten gelir rövanşını ısrarla alır.

BAŞA KAKANLAR- Hiç hazetmiyorum kim ne derse desin.Yaptıkları iyilikleri devamlı hatırlatmak hangi insanın hoşuna gider? Elbette yapılan o iyilik , iyilik olmaktan çıkar.Size devamlı borçlu olduğunuzu hatırlatırlar.Bir süre sonra içinizden keşke yapmasaydın dersiniz.

Ilişkilerimizde bizi fazla yormayan,tahammül sınırlarımızı zorlamayan insanları elbette tercih edebiliriz. Bazen insanların bu tarz kötü taraflarını görmezlikten gelecek farklı güzel huyları olabilir. Bazen de neden böyle davrandığını anlar ve hoş görüyle görmezlikten gelebiliriz. Sevginiz de ağır basabilir.Ama kendi adıma sınırlarımı fazla zorladığım hale geldiğinde hayatımdan çıkarmayı tercih ediyorum.Bazı insanlar politik davranıp devam edebiliyorlar ben istesem de yapamıyorum. Bundan sonraki yazımda beğendiğim,hayran olduğum tiplerden bahsedeceğim. 



9 Şubat 2014 Pazar

KAYGANA HAMSILI

     Çocukluğuma ait anıları canlandıran bir yemektir.Böylesine güzel yöresel yemeklerimizin olmasına seviniyorum ve bu yemekleri gelecek nesillere aktarmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Balık malum olunduğu üzere çok sağlıklı, Karadeniz'li olup da balık (hele ki hamsi) sevmeyen çok azdır sanırım. Hamsinin kılçığı kalsiyum ve fosfor bakımından zengin.Bundan dolayı kılçığıyla beraber  tüketilmesi tavsiye ediliyor uzmanlar tarafından.Ama bu yemek kılçığı temizlenerek yapılıyor.

Malzemeler
-1 kg kadar kılçığı temizlenmiş hamsi
-4 yumurta
-2 yemek kaşığı un veya Mısır unu
- Yarım demet maydanoz
-Bir kaç dal dere otu
-3 adet taze soğan
-Tuz , pul biber , karabiber













Yumurtayı,unu,yeşilliği,tuz ve baharatları iyice karıştırıyoruz.Ardından hamsileri ekleyip tekrar karıştırıyoruz.




Aslında fırında da güzel olabilir bir gün mutlaka denerim o şekilde.Tavada hafif ısınmış yağa spatula yardımıyla yayarak altlı üstlü pişiriyoruz?Tavada üç kez bu şekilde pişirdikten sonra üstüste  koyup bıçakla dörde bölüp servis edebilirsiniz.Afiyet olsun :)