30 Ekim 2014 Perşembe

ÇABUK MANTI

  El yapımı mantıya göre çabuk ama lezzetli bir mantı tarifi. Yufkayla mantıyı ilk Emel'le beraber kıymalı yapmıştık. Ben bugün sebzeli yapmak istedim.
Malzemeler
- 2 adet yufka
- 1 adet havuç
-1 bağ ıspanak
- sarımsaklı yoğurt
- kızdırılmış salçalı tereyağı.

Havuçu rendeledim, ıspanağı doğrayıp önce az yağda soteledim. Yufkayı ikiye bölüp harcı yayıp rulo şeklinde sardım. Belli aralıklarda dilimledim. Fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirdim.












KIZ ÇOCUKLARI İÇİN ÖRGÜ ETEK BERE VE ATKI


   Defne Çınar Cem'e ördüğüm süeteri görünce " bana neden örmüyorsun? " dedi. Bunun üzerine O'na  üç parça örgü yaptım. Özellikle eteğini çok sevdi. Eteği bel kısmından başladım. 108 ilmek başladım. Üç sıra ördükten sonra tam (52. İlmekte) 4 tane kestim. Bu 4 ilmeği içinden kurdele geçirmek için kestim. 4 sıra ördükten sonra ikiye katlayacağım için bir sıra haraşo ördüm. Ikinci kısmını da 7 sıra ördükten sonra ters devam ettim. Beli ikiye katlayacağım için. Sonra 26 ilmek ördükten sonra 1 arttırdım,1 ördüm ,tekrar 1 artırdım. Bu şekilde 4 kez yaptım. Misina şişle ördüğüm için belli bir genişliğe gelince hepsini birden örerek devam ettim. Ilmek sayısı 220 ye gelinceye kadar her dört sırada artırmaları yaparak devam ettim. Sonunda 4 sıra haraşo örüp kestim.
Bereyi de 44 ilmek başladım. Iki ters iki düz 12 sıra ördükten sonra düz devam ettim. Ilk sırada bir ördüm bir artırdım. Böylelikle ilmek sayısı 66 oldu. 15 sıra ördükten sonra son sıra 14 kalana kadar her sırada bir örüp,bir kestim. Atkısını da 10 ilmekle başladım belli bir uzunluğa eriştiğinde kestim.


















20 Ekim 2014 Pazartesi

ÖRGÜ SÜETER

     Kış geliyor,örgü örme zamanı geldi. Bu kez Çınar Cem'e bir süeter ördüm. Örgü Tekniği farklı,bu tekniği Halime ablam kullanır defalarca anlatmasına rağmen açıkçası becerememiştim. Neyse ki bu kez başardım. Bu teknikle örgü çok güzel duruyor.






Soldaki iki resim düz örgünün,Sağdaki iki resim de ters örgünün nasıl yapıldığını gösteriyor.


 


19 Ekim 2014 Pazar

DUYGUSAL MELEKLER

  Duygusal vampirler isimli yazımı okuyanlar hatırlarlar hayatımda hayran olduğum insan tiplerinden bir nevi hayatımın meleklerinden bahsedeceğimi de belirtmişim. Sırası geldi bahsedeyim....

                                



ÇOCUKLAR -  Sanırım bir çok insanı hayata bağlayan,yaşam sevincidir çocuklar. Çocukları hayatım boyunca çok sevdim. Onların engin hayal dünyalarına şahit olmak çok mutlu ediyor beni. Çocuklar en iyi filozoflardır bu sözün doğruluğuna kaç kez şahit oldum kim bilir. Bir de büyüklerimizin söylediği bir söz vardı "çocuk olan eve şeytan girmez" girmiyor gerçekten . Çocuk olan eve şeytan da girmez şeytani fikirler de :) . Hayatımdaki meleklerin ilk sırasında yer alıyor çocuklar.

MERHAMETLI INSANLAR - Acımak başlı başına kötü ve küstah  bir kavramdır. Merhametten kastım acımak değil, kendinden farklı ve zor durumda olanı, kendinin yapabildiği ama o insanların yapamadıklarını anlamak ve ona göre davranabilmektir. Bundan dolayı çevresindeki insanlara merhametli ve hoşgörülü yaklaşan insanlar her zaman baştacım olmuştur.

ANLAYIŞLI INSANLAR - İlişkilerin tümündeki çatırdamalar empati yoksunluğundan kaynaklanıyor bu uzmanların da hemfikir olduğu bir durum. Tarafsız olan,objektif pencereden bakabilen, hırslarının esiri olmayan ve empati yapabilen insanlar da hem hayran olduğum hem de örnek aldığım insanlar olmuştur.

CÖMERT INSANLAR ; bu duygudan yoksun olan insanların salaklık diye yorumladığı duruma denir :) Cömertlik yalnız maddi anlamda değil manevi anlamda da kendini gösteren bir tavırdır. Sevgisini, zamanını,ilgisini ve sahip olduğu maddi manevi herşeyi cömertçe paylaşan insanların daha kazançlı olduklarını defalarca gözlemledim.Evrenin bir felsefesi var sadece kendine saklayıp biriktireni sevmiyor. Sizin de dikkatinizi çekmiştir mutlaka çevrenizi gözlemlediğinizde hayatlarındaki herşeyden kazanç beklentisi içinde olmayan insanların daha çok kazançlı olduklarını farketmişsinizdir.

ÖZGÜVENLI INSANLAR - Insanların çoğunun kavramlar konusunda çelişkili bilgilere sahip olması şaşırtıyor beni. Özgüvenli olmak ne buz gibi soğuk,kibirli olmak,ne de vurdumduymaz, kayıtsız olmaktır. Ayrıca bu her türlü yorum için geçerlidir ama "ben çok özgüvenliyim " diyen insanların maalesef özgüveni sıfır olan insanlar olduğunu da gözlemlemiş bulunmaktayım.(Artı not kendimi bu kategoriye koymuyorum ) Özgüvenli insanların hayatlarındaki insanlarla kolay kolay çatışmaya girmedikleri,içsel bir çatışma yaşamadıkları bir gerçektir bana göre. Açıkçası gözlemleyen bir insan olarak çok nadir karşılaştığım insan tipidir. Bundan dolayı çok değerli,Işıl Işıl meleklerdir benim için.

ÜSTÜN YETENEKLILER - Yaptıkları her işin hakkını veren becerikli insanlara hayranım. Ister hobisi olsun ister mesleği üstün beceri göstermek her insanın harcı değildir elbette. Bu yüzden mucitler,sanatçılar meslek erbabı ustası insanlara hayranım . Günlük yaşamda da karşıma çıkan pratik,becerikli,sanatçı ruhlu zanaatkar insanlara hayranım. Büyük bir özenmeyle söylüyorum ne mutlu onlara.

YAŞLI İNSANLAR- Yaşını,başını almış hayatın olgunluğunu (özellikle olgunluğunu) taşıyan tüm insanlar benim için çok kıymetlidir. Onlarla sohbet etmenin,yaşadıkları yılların izlerini sürmenin kıymetini biliyor ve çok değer veriyorum. Ayrıca kılavuzu çocuklar ve yaşlılar olmalı insanın.


Daha çok meleğim vardır elbette önem sırasına koyunca bunlar geldi aklıma,meleklerimiz hiç eksilmesin yaşamımızdan....
 



17 Ekim 2014 Cuma

MAMA KABINDAN ERZAK KABI YAPMAK

     Sevgili dostumuz Tülay'ın formül mama kaplarından güzel erzak kapları yaptığını yayınlamıştım daha önce. Ben de Çınar Cem'in mama kaplarını kullandığımız andan beri saklıyordum, değerlendirmek  üzere. Benim de aklımda erzak kabı yapmak vardı ama nasıl yapacağımı düşünüp duruyordum. Tülay yol göstermiş oldu.
     Çınar Cem'e hamileyken Defne'ye yeni bir oda hazırladık. Defne'nin kelebekli pembeli dolabını da
Çınar Cem için ufak dokunuşlarla değiştirdim. Yapı marketlerden aldığım bir kaç malzemeyle kolayca değiştirmiş oldum. Rulo etiket ve hayvan figürlü kabartmalı yapışkanlı malzemeler kullandım.

Dolabın üst kısmındaki yıldızlar,kare formların zemini pembe idi hayvan figürlerinin yerinde de pembe kelebekler vardı. Kullandığım malzemeyle bu hale getirdim.

Mama kapları için de aynı şekilde rulo etiketleri kullandım,üstlerine de elimizde kalan küçük figürlü etiketleri yapıştırdım. Bulut figürlerinin üstüne erzakların isimlerini yazdım. Yıkanmayacak olduğundan içine erzakları hazırlayacağım bez keselere koymayı planlıyorum .



















METROBÜS MACERASI

   Defne'yle beraber bir metrobüs yolculuğu yaptık. Kâh eğlendik kâh yorulduk kâh güldük. Uzun bir yolculuktu ,Beylikdüzü'nden Mecidiyeköy'e kadar sürdü. Yol boyunca ettiğimiz sohbetten,yaptığımız mimiklerden,yorgunluğumuza rağmen esprilerimizden inanılmaz mutlu oldum. Ilk on dakika gayet mutluydu ayakta olduğumuz için yorulmaya başladı " anne neden ayaktayız oturmuyoruz ?"  dedi. Ben de genelde Metrobüsler kalabalık olur ve oturmak için yer bulamayabiliriz dedim. Hiç durmadan söylenmeye başladı. Ben dikkatini başka yerlere çekerek sıkıntısını unutturmaya çalıştım. Aktarma için başka bir metrobüse geçince hızla boş yer aramaya başladı. " işte anne orada boş yer var koş " dedi bana. Ben O'nun bu telaşına şaşırmış ve neşelenmiş bir haldeyken geç kaldım ve maalesef başkası oturdu , sonra otobüsün içinde bağırmaya başladı. " anne neden acele etmiyorsun bak kaptılar yerimizi şimdi ne yapacağız ha ne yapacağız? Ben çok yoruldum" dedi. Bu tavrına sadece ben değil Aracın içinde duyan herkes kahkahalarla gülmeye başladı. Galiba metrobüsün havasını koklayan herkes tüm bu kalıplaşmış hareket modellerini kapıyor. Deneyimi olmayan bir çocuk bile aynı havaya girebiliyor demek ki :) Defne'nin bu hareketinden çok hoşlanan bir beyefendi bize yer verdi gülerek. Neyse ki kalan yolu oturarak geçirdik.  Otobüs ve minibüs deneyimlerimiz oldukça var özellikle tren ve vapur yolculuğu da yapmayı planlayarak yolculuğumuzu noktaladık ....


16 Ekim 2014 Perşembe

BALKABAKLI BÖREK

Çıtır çıtır tatlı bir Börek yemek isterseniz deneyebilirsiniz. Çınar Cem  için aldığım balkabağı biraz fazla gelince börek yaparak değerlendireyim dedim.
-2 dilim balkabağı
-2 yemekaşığı toz şeker
- 1 tatlı kaşığı tarçın
-5-6 adet ezilmiş ceviz
-2 adet yufka
- 1 çay bardağı sıvıyağ
-1 yemek kaşığı un
- 1 tatlı kaşığı sirke
- biraz pudra şekeri

Balkabağını rendeledim , ceviz şeker ve tarçınla harmanladım. Sıvıyağ,un ve sirkeyi bir kapta karıştırdım. Yufkanın yarısına bir fırça yardımıyla Yağlı karışımdan sürüp diğer yarısını üstüne kapadım. Kapattığım kısmını da yağladıktan sonra Üçgen dilimlere ayırdım. İç harcından ekleyip sigara böreği gibi sardım. Üzerine yumurta sürmedim o şekilde fırına verdim. Üzeri kızarınca fırından çıkarıp biraz soğuduktan sonra üzerine pudra şekeri serptim. Afiyet olsun...







15 Ekim 2014 Çarşamba

BULGURLU SALATA

     Yemeklerimizin vazgeçilmez yardımcısı salatalar, dolayısıyla değişik salatalar denemeyi seviyorum. İzmir'de yediğim salatadan esinlenerek yaptığım salata. Pilavlık bulguru şalgam suyunda haşlayarak yaptım. Değişik malzemeler katarak içinde değişik tatların barındığı bir salata oldu tavsiye  ederim.
- 1 su bardağı bulgur
- 1,5 su bardağı şalgam suyu
- 2-3 dilim kıvırcık
-  2-3 adet yeşil soğan
- maydanoz,nane
-Mısır.
- yarım narın taneleri
- 2-3 adet kırmızı turp
- 2 tatlı kaşığı kapari
- az Zeytinyağı

Bulguru şalgam suyuyla haşladıktan sonra soğuması için bir kenara ayırdım. Sonra diğer malzemeleri doğradım ve ekledim. İçinde kapari olduğu için ve bulgur şalgam suyuyla haşlandığı için hiç tuz eklemedim,biraz nar ekşisi ve Zeytinyağı ekledim...

7 Ekim 2014 Salı

DEFNE'NIN RESIMLERI

 Sabiha Paktuna Keskin'in Çocuk çizgilerindeki giz isimli kitabını okuduktan sonra Defne'nin çizdiği resimlere hem dikkat edip,hem de saklamaya özen gösteriyorum. Gerçekten çocuklar yaptıkları resimlerle hem duygularını,hem de kişilik özelliklerini inanılmaz güzel yansıtıyorlar. Defne ilk resimlerini hep duvara çizdi, 2 yaşında iken eline kalemi alır boydan boya duvarı karalardı. O dönemlerde calliu'yu izlediği için özellikle kafasını çizerdi duvarlara. Resimlerini çekmiştim duvarları silmeden önce ama bulamadım kayıtların içinde. Elimde bulunan kayıtlı resimlerden birkaçını yapma zamanına göre sıralayayım. Çizimleri takip etme sırası Çınar'a geliyor o da kalem tutmaya başladı çünkü :)


Bu resimi geçen sene anasıfındayken çizmiş. Kardeşini mutlu etmek için arabayla oynatmayı düşünerek bu resmi yaptığını söyledi.
Bu resimi benim doğum günümde yapmıştı geçen sene. Beni çizdiğini söylemişti neyse ki yüzüm gülüyor.

Bu resimler bizim için oldukça espirili resimler. Ilk resmi kendi kendine yaptı ertesi gün tekrar aynı resimden çizdi koşarak yanımıza gelip " bakın aynısını yaptım. Fotoboki gibi oldu"

Bu resimi de 14 Şubat'da yaptı. Normalde sevgililer günü kutlaması gibi bir alışkanlığımız yok. Fikir olarak kutlanmaması taraftarıyız. Buna rağmen eşim o gün iki buket çiçekle eve gelince sevgililer gününü anlattık. Koşarak odasına gitti bu resimi yaparak bize verdi. :)


Bu resimi de anneler gününde çizdi. Defne özel günlerde ya da evimize gelen bir misafire hediye amacıyla resim yapmayı ve bu resimleri hediye etmeyi çok sever.



Bu resim benim için mihenk taşı sayılabilecek bir resim. Çünkü bu resimle kendi davranışlarımı gözden geçirme ihtiyacını kuvvetli bir biçimde hissettim. Defne bu sene ilkokula başladı. Iki yıl anasınıfı tecrübesi yaşamış olmamıza rağmen okulun ilk iki haftsı sıkıntılı geçti. Gitmek istemediğini ya da benim okulda , hatta sınıfının önünde kalmamı istedi benden. Bu arada okulda öğretmeni serbest resim yapmalarını istemiş Defne üstteki resimi yapmış. Sınıflarındaki panoda görünce hemen resmini çekip,resimini bana anlatmasını istedim. Ortadaki peri kadın üzgünmüş çünkü yağmur yağdığı için kanatları ıslanmış. Çiçekler de çok mutlu çünkü onlara yağmur gerekliymiş. Bu resimden     şu anlamı çıkardım. " anne boş yere kaygılanıyorsun şu hayatta yağmur da yağacak,şimşek de çakacak bize yağmur (hayat) gerekli. Kardeşim de ben de  böyle çok mutluyuz. Okula başladığı için büyümüş kaygılarım o anda farkına vardım ve hemen kendime çeki düzen verdim. Sözleriyle oldukları kadar yaptıklarıyla da bize yol gösteriyorlar aslında ne mutlu bizlere....